2017 yılı yaz tatilinde eşim ve çocuklarımla birlikte Paris’e gitmiştik. Çocuklar (11-17) babaları ile Disneyland’ı gerzerken ben de doya doya müzeleri gezecektim. Disneyland öncesi bir günümüzü birlikte şehri gezmeye ayırdık. Programda bir de Louvre Müzesi ziyareti vardı. Ben Louvre Müzesi’ne yorulana kadar uzun bir süre ayırmak istiyordum. Ama çocuklara istedikleri zaman ayrılabileceklerini söyledim. Bu müzeyi ikinci ziyaretim olacaktı. Bir süredir sanat tarihi dersleri almaktaydım ve bu müzede yer alan bazı başyapıtları özellikle görmek istiyordum. 20 eseri tespit edip, görsellerinin de olduğu bir liste ile hazırlıklı gelmiştim.
Benim elimde liste, salonları gezmeye başladık. Bir süre sonra kızımın dikkatini çekti ve o da listedeki tabloları bulma çabasına düştü. Küçüklüğünde fazla müze gezmekten olsa gerek, müzeler şimdilerde pek ilgisini çekmediği için tatilde sıkmamak adına, Louvre Müzesi hakkında genel bir bilgi bile vermemiştim. Zamanla sıradaki tabloyu benden önce bulma yarışına girişince bir teklifte bulundum. Kim daha fazla bulacak şeklinde yarışma yapacaktık.
Kendimi birden bire önceden planlamamış olmakla birlikte, müze eğitiminde kullandığımız “Ara-Bul” tekniğinin içinde bulmuştum. Şimdi ödülü hatırlamasam da yarışmanın kazananı kızım olmuştu.
Bu hikayeyi neden anlattığıma gelince; müze eğitimcisi olunca çokça yaptığım müze ziyaretlerinde tespit etmeye çalıştığım bir konu da çocukların ve gençlerin müzeleri gezerkenki davranışları oluyor. Okul gezilerinden başlayacak olursak ulaşımı ekonomik hale getirebilmek için çoğu kez aynı günde 2-3 müze birden gezen hatta, gezmek demeyelim de vitrinlerin önünden hızlıca geçip giden, salonlara hızlıca girip çıkan öğrenciler çoğu kez bırakın müzenin içeriğini adını bile hatırlamıyorlar.
Bir örnek vereyim isterseniz; Ankara’daki fakültelerin mimarlık öğrencileri ile bir anket çalışması yapıyor, bazı tarihi binaları bilip bilmediklerini tespit etmeye çalışıyordum. Eğitim hayatları Ankara’da geçmiş öğrencilerin bile çoğu Resim Heykel Müzesi’ni bilmediklerini işaretlediler. Oysaki bu öğrencilerin neredeyse tamamı ilkokul ve ortaokul eğitimleri sırasında bu müzeyi gezmiş olmalıydılar. Öyleyse sorun nerede?
Öğrenciler müze gezilerine çoğunlukla 3-4 şube birlikte ortalama yüz kişilik bir grupla gitmekteler. Ankara için konuşacak olursak, çoğu kez Kurtuluş Müzesi, Cumhuriyet Müzesi, Etnografya Müzesi ve Resim Heykel Müzesi olmak üzere dört müzeyi aynı gün gezmekteler. İyimser ihtimalde ise Etnografya ve Resim Heykel Müzesi peşpeşe gezilmekte, kalabalık gruplar halinde öncesinde ve sonrasında her hangi bir bilgilendirme veya farklı bir hazırlık yapılmadan gerçekleştirilen bu gezilerinin sonuncunda ise ileride mimar olmayı planlayan öğrenciler bile nerede olduklarının ayrımına varamamaktadırlar.
Peki o zaman müze ziyaretlerini çocuklar ve gençler için etkili hale dönüştürebilmek için neler yapabiliriz?
Okul gezilerinde tabi ki öğretmenlere büyük görev düşmekte;
- Müze ziyaretine mümkün olan en küçük gruplarla gitmek
- Mümkünse tek seferde bir müze gezmek
- Hatta müze büyük bir müze ise, tek seferde her yerini gezmeye çalışmamak (Anadolu Medeniyetleri Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi gibi)
- Müze ziyareti öncesi öğrencilerden gidilecek müze ile ilgili araştırma yapmalarını istemek ve ziyaret öncesinde sınıfta elde edilen bilgileri değerlendirmek
- Gidilecek müzenin en önemli eserlerini önceden muhakkak öğrenip, öğrencilerle bu konuda konuşmak ve ziyaret sırasında bu eserleri mutlaka görmek
- Müze ziyaretini eğlenceli hale getirecek oyun, bulmaca veya yarışmalar hazırlamak
Öğretmenlerin müze ziyaretinin verimli geçmesi için yapabilecekleri arasında sıralanabilir.
Aileler yapılan müze ziyaretlerinde de benzer çalışmalar yapılabilir;
- Gidilecek müze ile ilgili ebeveynlerin ön bilgi toplaması
- Müzenin en önemli eserlerinin önceden tespit edilmesi
- Ziyaret edilen müzeye daha sonra tekrar gitme imkanı varsa tamamının tek seferde gezilmeye çalışılmaması
- Hatta tekrar gitme imkanı olmasa bile müzenin tamamını gezmeye çalışarak çocukların sıkılmasına sebep olmak yerine, bir bölümünü gezerek verimli bir ziyaret gerçekleştirmek
- Müzede sergilendiği bilinen eserlerin görsellerine ulaşılabiliniyor ise çıktısını alıp, çocukların ziyaret esasında bu eserleri kendilerinin bulmasını sağlamak
- Müzenin kafesi veya bahçesi varsa Küçük molalar vererek ara değerlendirmeler yapmak
- Ziyaret sonrası küçük çocuklar için müzedeki objeleri veya temaları içeren görseller bulup, fotokopi ile çoğaltarak, boyayabilecekleri veya kes-yapıştır yapabilecekleri faaliyetler hazırlamak
- Ziyaret edilen müzenin web sayfası var ise bilgilendirmeler için abone olup, çocukları sonrasında yapılan etkinliklerden haberdar etmek
Çocukların ve gençlerin ebeveynleri ile birlikte keyifli bir müze ziyareti yapmalarını olumlu yönde etkileyebilecektir.
Özlem hocam merhaba , çok beğendim ellerinize sağlık.düzenli olarak takip edeceğim.Görüşmek üzere😊
BeğenLiked by 1 kişi
Eline sağlık Özlemcim, çok güzel hazırlamışsın.
Anne-babalara çok iş düşüyor. AVM gezmek yerine çocuklarını müzelere götüren ebeveynlerin çoğalması dileğiyle … Gelecek yazılarını bekliyor, kolay gelsin diyorum.
BeğenBeğen